Eski Amerika Uygarlığı ve
Bilimi
Kolomb öncesi uygarlıklardan birçoğu kalıcı konutlar, şehirler kurmuş, tarım ve sosyal hayatta ilerlemiş, önemli mimari yapılar inşa etmiş,
karmaşık sınıfsal
topluluklar kurmuşlardır. Bu
uygarlıkların bazıları, kalıcı ilk Avrupalı
sömürgecilerin gelmesinden önce ortadan kalkmıştır ve sadece arkeolojik buluntular
sayesinde bilinmektedir. Diğerleri ise tarih anlatımları sayesinde bilinmektedir. Bu
uygarlıklardan çok azı kendi tarihini yazmıştır.
Ancak bu yazılı belgeler Avrupalılar tarafından dine karşı metinler olarak görüldüğünden Hristiyan din adamları
tarafından imha edilmiştir. Günümüze ancak çok
iyi saklanan az sayıda belge ulaşmıştır.
Aztekler dünyadaki en gözalıcı şehirlerden birisi olan Tenochtitlan (günümüzdeki Meksiko)
şehrini
inşa
etmişlerdi.
Şehir,
suyun üzerine mükemmel bir mühendislik harikası olarak inşa edilmişti ve
o dönemde nüfusunun 200 binden çok olduğu tahmin ediliyordu.
Ayrıca bu halkların astronomi ve matematik alanlarında
ileri durumda oldukları bilinmektedir. Bu eski uygarlıklardan ve halklardan
gelenler günümüzde bazı gelenekleri ve uygulamaları Kolomb öncesi atalarına bağlayarak
hala uygulamaktadır.
İlk
yerleşim
Asya’dan göç
Asya’daki göçebe halkların bugün Bering Boğazı olarak bilinen bölgeden
Amerika kıtasına geldikleri düşünülmektedir. Amerika’daki yerli halklardan alınan mitokondri DNA örneklerinin
Asya’dan göç eden topluluklarla benzerlik içerisinde olduğu gözlenmiştir. Çağlar boyunca insanoğlu Kuzey Amerika’dan güneye doğru inmiştir. İlk
insanın ne zaman Amerika’ya göç ettiği tam olarak bilinmemektedir. İlk bilinen uygarlık olan Clovis Uygarlığı, günümüzden 13 bin yıl önceye dayanmaktadır.
Ancak 20 bin yıl yaşında olan arkeolojik kazı alanları bulunmuş ve Amerika kıtasına yerleşimin 40 bin ile 13 bin yılları arasında
olduğu
tahmin edilmektedir.
Tarih öncesi dönem
Tarımsal gelişme
Amerika’nın ilk yerlileri tarım üretiminde ilerlemiş ve mısır hasadında ustalaşmışlardı. Yerlilerce yetiştirilen diğer ürünler arasında patates, domates, kabak, biber, bezelye, ananas,
tatlı patates, çikolata, vanilya, soğan, yerfıstığı, çilek, böğürtlen, papaya, avokado sayılabilir.
Dünyada bugün bilinen sebze ve meyvelerin üçte ikisi Amerika kaynaklıdır. Yerli
halklar ateşi
keşfettikten
sonra çok amaçlı olarak kullanmışlardır. Doğal yangınların etkisini taklit etmek ve tarımsal arazi açmak için
ormanlarda yapay yangın çıkartılarak temizlenmiş, böylece hem bitkilerin kolay yetişebileceği tarımsal arazi ortaya çıkartılmış hem de ulaşım
kolaylığı sağlanmıştır.
Asya, Afrika ve Avrupa kadar yoğun
olmasa da Amerikalı yerli halklar da büyükbaş hayvanlara sahiptiler. Orta
Amerika ve Meksika’da geyik evcilleştirilmiş, et
ve süt ihtiyacı için kullanılmıştır.
And Dağları'ndaki uygarlıklar aynı işlev için lama ve deve
gillerden alpakaya sahiptiler. Burada domuz yetiştirilmiştir.
MAYALAR
Mayalar, Guatemala, Honduras, Belize ve Meksika’da
ortaya çıktılar. Kuruluşları 3000 yıl öncesine dayanıyor.
Başta
Yucatan adasında olmak üzere Meksika’nın güneydoğu bölgesindeki en gelişmiş
uygarlık olarak biliniyor.
Maya Medeniyeti anıtlarını ay, güneş ve Venüs’ün hareketlerini gözlemleyerek
inşa
ettiler ve bunu yaparken de matematik bilgilerini kullandılar. İnşa ettikleri
tapınaklar, tanrılara ait yüzlerin heykelleşmiş simgeleriydi.
Çiftçilik konusunda iyiydiler. Kurdukları şehirlerden
ticaret ağı oluşturdular ve böylece sosyal sınıf sistemi de yaratmış oldular. M.Ö. 900 yılında bilinmeyen bir nedenle çöken medeniyetin kargaşa,
hastalık ve kıtlık etkisiyle zor zamanlar geçirdiği biliniyor.
AZTEKLER
Aztekler 14-16. yüzyıllar arasında Meksika’nın kuzeyini
kontrol ettiler. Şehirde kanallar inşa edip kano ulaşımı sağladıkları için İspanyollar
şehre
ilk geldiğince
buraya “Yeni Dünya’nın
Venedik’i” dediler.
Aztekler savaşçı
bir toplum olarak tanınıyor, tanrılarına
sundukları kurbanlarla hatırlanıyorlar. Kıtlık dönemlerinde 10.000’e
yakın esiri bu sebeple
öldürdükleri bilgisi de tarih sayfalarında yer alıyor.
İNKALAR
Ekvator, Peru, Bolivya ve Kuzey Şili topraklarına
yayılan İnkalar,
Aztekler gibi İspanyol sömürgesi tarafından ortadan kaldırılan ilk medeniyetler arasında yer alıyor.
Yazı kullanmamış bir uygarlık oldukları için günümüze ulaşan
bilgi oldukça kısıtlı.
Medeniyetin temelleri Cuzco Vadisi’nde atılmış. And Dağları’nın ortasında yer alan Cuzco,
muhteşem
bir güzelliğe
sahip. Keyifli bir İnka
turu için en görülebilecek güzel yerlerden biri olduğunu
söylemek gerek.
İnka medeniyeti, katı
bir hiyerarşiye
sahipti. Güneşe tapan
İnkaların en eski tanrısı ise İnti’ydi. Güneş’in
oğlu
olan imparatorun, tanrılar
ve insanlar arasında aracılık yaptığına inanılırdı. İmparatorlar, kendilerinden sonra tahta geçecek oğullarını seçerdi.
Bu da taht kavgalarını engellerdi. İnkalar “ayylu” toprak
sistemini benimsemişlerdi. Bu sistem akrabalık bağlarından
oluşan
bir yardımlaşma
sistemiydi.
Mimarilerinde en göze çarpan şeylerden biri büyük taş
bloklar ve yamuk kapılar.
Fakat sömürgeden sonra mimarinin büyük bir kısmı zarar görmüş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder