18 Kasım 2019 Pazartesi

Mısır'da Bilimsel Gelişmeler


MISIR MEDENİYETİ
Mısır, Afrika’nın Kuzeydoğusunda Nil Nehrinin geçtiği bir Akdeniz ülkesidir.  Mısır medeniyeti Nil nehrinin kenarında oluşmuştur. Nil nehri her yıl Haziran ayından Aralık ayına kadar taşar, getirmiş olduğu toprakları vadisine ve deltasına yayarak, Mısır Medeniyeti toprağının zengin ve bereketli olmasını sağlar. Bu nedenle diyebiliriz ki Mısır uygarlığı Nil nehri sayesinde var olabilmiştir.

A) DEVLET YÖNETİMİ:

Mısır’da önceleri NOM adı verilen şehir devletleri bulunuyordu, Bu şehir devletleri zamanla bir yönetim altında birleşerek Mısır Krallığını meydana getirdiler. Mısır krallarına FİRAVUN denirdi. Firavunlar Mutlak yetkilere sahipti, her istedikleri yerine getirilirdi. Mısırlılar Firavunları tanrının oğlu olarak kabul ederlerdi. Bu yönüyle Mısır Medeniyeti eski çağ uygarlıklarından ayrılırdı. Çünkü Mısırlılar dışında Krallarını tanrı olarak kabul eden başka bir eski çağ uygarlığı yoktur. Firavunlar aynı zamanda tanrı oldukları için hiç kimse onların işine karışamazdı. Kralların yanında devlet yönetiminde görevli olan iki vezir bulunurdu. Bu vezirler devlet yönetiminde Firavuna yardımcı olurlardı. Mısır Medeniyetinde en yüksek devlet memurluğu kâtiplikti. Mısırlılar ele geçirdikleri ülkelerin krallarına da dokunmazlardı. Tabii vergi vermeleri karşılığında.

B) ORDU

Ordunun bir kısmı, kralın koruyucusu olanlar sürekli olarak askerlik yapardı ve maaş alırdı! Ordunun büyük bir kısmı ise barış döneminde evlerinde bulunur ve ancak savaş zamanı orduya katılırlardı. Ordunun önemli bir kısmı savaş arabalı birliklerden oluşurdu. Savaş arabaları orduya daha hızlı manevra yapabilme imkânı tanırdı. Bu nedenle disiplinli Mısır ordusu o gün için en modern savaş teknolojilerini kullanan bir ordu idi.

C) DİN:

Mısırlılar Politeist (çok tanrılı) bir inanca sahipti. Mısır Medeniyetinde her şehrin bir tanrısı bulunurdu. Hangi şehir daha kuvvetliyse o şehrin tanrısı da diğer şehirlerin tanrılarından daha üstün kabul edilirdi. Mısırlılar tabiat kuvvetlerine de inanmıştır. En önemli tanrıları ışınları ile toprağa bereket veren güneş tanrısı Ra ile Nil tanrısı Öziris bulunmaktaydı. Mısır Medeniyeti insanları tanrılarının insan veya hayvan şeklinde göründüğüne inandıkları için bunlara evler yani tapınaklar yapmışlar, bu tapınaklara tanrıları beslensin diye yiyecek-içecek bırakmışlardır.
Mısırlılar, hayatın ölümle bitmediğine, insanların öldükten sonra da yaşayacaklarına inanırlardı. Öldükten sonra yaşamanın şartı ise, cesedin bozulup dağılmamasıdır. Bu nedenle mısır medeniyeti Mumyacılık gelişmiş ve milli bir sanat olmuştur. Ayrıca ölü dirildiğinde kullansın diye hazinesi, elbiseleri ve sevdiği yiyecekler de mezarına bırakılırdı. Firavun cesetlerinin saklanması için devasa mezarlar olan Piramitler yapılmış, halkın cesetleri ise Labirent adı verilen yer altı mezarlarında saklanmıştır.

Mısırlılar ölülerini nasıl mumyalamışlardır?

Mısır Medeniyetinde mumyalama yapanlar; önce eğri, kanca şeklinde bir demir parçası alırlar ve onunla beyni ölünün burnundan çıkarırlar. Bu yaptıktan sonra çok keskin bir taşla cesedi yandan keserek iç organlarını çıkarırlar ve hurma şarabı ile karnın içini iyice temizlerler. Sonra karnın içine güzel kokulu otlar koyar ve karnı tekrar dikerler. Daha sonra cesedi yetmiş gün katran içinde bekletirler ve bu süre geçtikten sonra zamka bulanmış ketenlerle sararak cesedi sahiplerine teslim ederler.

D) YAZI VE EGİTİM/ÖGRETİM:

Mısırlılar Hiyeroglif adı verilen resim yazısını kullanmışlardır. Bu yazıda anlatılmak istenen eşyanın resmi çizilirdi. Mısır Medeniyeti kendi yazılarının icadıdır. Hiyeroglif yazısı zamanla 24 harften oluşan bir yazı sistemi halini almıştır. Mısırlıların edebi eserleri ise daha çok dini metinlerden oluşur, bu eserleri Papirüs adı verilen kâğıtların üzerine yazmışlardır.
Mısır Medeniyetinde Eğitim-öğretim ise hemen tapınakların yanında bulunan okullarda yapılırdı. Bu okullar devlet hizmetinde çalışacak memurları yetiştirirdi. Mısır yazısını öğrenmek çok güç olduğu için okullarda sert bir disiplin vardı. Çalışmayan öğrenciler dövülürdü. 

E) SOSYAL VE EKONOMİK YAŞAM:

Mısır Medeniyeti  toplum sınıflara ayrılırdı. En yukarıda Firavun ve ailesi bulunurdu. Onun aşağısında devletin üst kademesinde yönetici olan Bürokratlar sınıfı bulunurdu. Üçüncü olarak Rahipler sınıfı vardı. Mısır halkı dindar olduğu için Rahipler nüfuz sahibi olabilmişlerdir.
Köylüler ve tapınak inşaatlarında kullanılan ya da madenlerde çalıştırılan Köleler gelirdi.
Mısır Medeniyetinde adalet işlerine önem verilirdi. Bunun için mahkemeler kurulmuştur. Ancak Firavunun her söylediği kanun olduğu için hukuk pek gelişmemiştir.
Mısır Medeniyeti ekonominin temelini tarım oluştururdu. Nil nehrinin kenarındaki arazilerde tarım yapılır ve ürün tapınaklarda saklanırdı. Bununla beraber Akdeniz’e kıyısı bulunan Mısır bütün Ön Asya ülkeleriyle ticaret yapmış ve zengin olmuşlardır.

F) BİLİM VE SANAT:

Mısır Medeniyeti bilim alanında özellikle matematik ve tıpta çok ileriydiler. Bilimin gelişmesinde Nil nehrinin ve yaşam koşullarının etkisi vardır. Aşağıda hangi bilim dallarında ileri oldukları ve bu bilimlerde ileri olmalarının nedenleri maddeler halinde verilmiştir;

Mısır Medeniyeti Önemli Gelişmeler
Astronomi; Nil nehrinin taştığı zamanların hesaplanması gerektiği için gelişmiştir.
Geometri; Nil nehrinin taşmasıyla bozulan arazi sınırlarının yeniden belirlenmesi için gelişmiştir.
Matematik; Tarım ürünlerinden Firavun ve Rahipler belirli oranda vergi alırdı. Kimlerden ne kadar ürün alındığını belirlemek için matematik; gelişmiştir.
Takvim; Nil nehrinin taşma zamanının hesaplanması tarım faaliyetleri için çok önemliydi. Bu nedenle Mısırlılar güneşin hareketlerini takip ettiler ve bir yılı 365 gün olarak hesapladılar. Bir yılı 12 aya bölüyorlardı ve her ay 30 günden oluşuyordu. Ayrıca bir yılı Taşma, Ekme ve Biçme mevsimi şeklinde üç kısma ayırmışlardı. Bu günkü Miladi takvimin temeli Mısırlıların kullandığı güneş takvimidir.
Tıp; Mumyacılık, Mısırlıların insan vücudunu tanımalarına ve tıp biliminin gelişmesine neden olmuştur. Rahipler hastalıkların tedavilerini aramış ve yeni ilaçlar bulmuşlardır. Böylece Anatomi ve Eczacılık gelişmiştir.
Pi Sayısı [(3,14)]; Piramitlerin yapımı sırasında bulunmuştur.
Hiyeroglif Yazısı; Tapınaklara bırakılan tarım ürünlerinin türünü ve kime ait olduğunu belirtmek için kullanılmaya başlamış ve bir yazı sistemi olarak gelişmiştir.
Papirüs; İnsanlığın üzerine yazı yazmakta kullandığı en eski kağıttır. Papirüs adı verilen bataklık bitkilerinden yapılmıştır.

          Mısır sanatı dini nitelikli bir sanattır. Tapınaklar ve piramitler Mısır sanatının en çarpıcı örnekleridir.

Mısır’da tıp bilimi de rahiplerin elinde gelişti. Tıp biliminin gelişmenin nedeni de mumyalama ile içli dışlı olmalarından dolayı insan vücudunu yakinen tanıdılar.

Mısır Medeniyetinde Piramitler ölümsüzlüğün bir simgesi özelliğini taşır.

Nil nehrinin taşması sonucu insanların tarlaların sınırları kayboluyordu. Bu sorunu çözmek için mısır medeniyetinde geometri oldukça gelişmiştir.

Yine Nil nehrinin taşma zamanını iyi tespit edebilmek, nehir taşmadan hasat yapabilmek için takvimi buldular. Gün takvimi kullandılar.

Mısır Medeniyeti çok gelişmiş bir kanun yapısına sahipti. O döneme göre mükemmel bir ceza ve medeni kanun vardır. Erkekler ve kadınlar mirastan aynı orada pay alıyorlardı.

Dünyada ilk bilinen içki mahzenleri burada bulunmuştur.

Arıcılık yapan ilk medeniyettir.

İlk anlaşma olan Kadeş anlaşmasını, mısır ile Hititler yapmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder