17 Haziran 2019 Pazartesi

Türk Eğitim Sistemi Neden Bozuk?

Hepimizin bildiği ve gördüğü gibi eğitim sistemimiz son derece bozuk yapılan araştırmalar ile dünyanın geri kalanından ne kadar geri de olduğumuz kanıtlanıyor. Ayrıca istenilen somut başarılara bir türlü ulaşamıyor olmamız bize bunu gösteriyor.

Peki nasıl bu hale geldik? İlk önce Atatürk döneminde yapılan eğitim alanındaki ıslahatların onun vefatı sonrası devletin başına geçenler tarafından bırakılması ile başlamıştır diyebiliriz.

Marshall planı ile Türk Eğitim Sistemi dördü Türkiye tarafından belirlenen komisyon üyesi, üçü ABD tarafından belirlenen komisyon üyesi ve son olarak ABD büyükelçisinden oluşan ve eşitlik durumunda ABD büyükelçisinin oyu iki kişilik sayılarak Türk Eğitiminin geleceğine karar veriliyordu.
Bunların en önemli örneği okullarda bedava diye verilen süt tozları oldu bunun yüzünden bir nesil boş yere heba edildi. Sağlık açısından ortaya çıkan hiç karşılaşılmayan salgın hastalıklar, kemik rahatsızlıkları amacın apaçık ne olduğunu bizlere gösterdi.

Köylerde devleti temsil eden imam ve muhtarın köyün kalkınmasına önderlik edebilecek durumda olmaması daha doğrusu eğitim düzeyinde olmaması buralara öğretmenlerin gönderilmesi ihtiyacını doğurdu. Evet, tabi ki buralara öğretmen gönderiliyordu ama burada ki öğretmenler durmuyor, birkaç hafta ay sonra kaçıyordu. Bunu bir korkaklık, göreve ihanet olarak ele alabilirsiniz ama Nurettin Topçu Türkiye'nin Maarif Davası isimli kitabında örnek verdiği gibi eğer öğretmen köyde kendini geliştiremeyeceğini düşündüğü için köyden gidiyor ise  burada onu suçlayamayız.

İşte tam olarak bu yüzden köye köyden yetişen öğretmenler atansın diyerek Köy Enstitüleri kurulmuş ilk meyveleri çok iyi bir şekilde toplanmış, Avrupa'da bile çok akıllıca bir iş denilerek övgü toplamış sistem, okullarda komünizm propagandası yapılıyor bahanesi ile kapatılmış ardından köylü cahil kalarak toplumun diğer bölümünden kopartılmış, şehirlerde yaşayan kişiler de köyden kopartılmış aralarında bir uçurum oluşturulmuştur. Sosyete denilen ülkenin ilim insanları, alimleri artık köy ile arasındaki bağlantıyı da kaybetmiş oldu.
En büyük gelir kaynağı Tarım ve Hayvancılık olan ülkede bu elbette büyük bir sıkıntı doğurdu sizlerin de tahmin edebileceği bir şekilde.

Türk Eğitim sistemi diyoruz bu birçok alanda etkileşim içerisinde olan zincirleme bir süreçtir. Zincirin bazı halkaları koptuğunda sistem hata verir, beklenilen görevlerini yerine getiremez duruma düşer.
Nitekim bize olan tam olarak bu, yapılan hatalar çıkarcı, kendinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen vasıfsız insan öbekleri oluşturdu ve bunlar devletin üst konumlarına kadar yükseldiler ardından koca bir ülkeyi hem geliştirip hem arkalarından gelecek birilerini eğitmeleri istendi.
Görünen köy kılavuz istemez sonuçta kendi dahi bilmeyen bu insan öbeği ne bu ülkeyi geliştirebildi, ne de geliştirebilecek nitelik, bilgi ve ahlak seviyesinde insanlar bırakabildi.

Geldiğimiz son dönemlerde ise tamamıyla kendini kandıran bir yapı halini aldı öğrenciye tarihi öğretmeyip ezberlettik, Edebiyatın o aşkını onlara aktarmak yerine "şu yazar şunu şu zamanda şu yüzden yazmıştır." dedik hatta matematiği bile ezberlettik biz çocuklarımıza, neoemperyalist sistem yüzünden ise hem dilimizi kaybedip konuşamayacak, bu dilde yazılanları anlayamayacak hale geldik.

Batı kültürünü çağdaşlık sanarak aldık ve şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış topraklarda marifetmiş gibi gezen zibidiler yetiştirdik.
Daha da fecisi bir gayemiz, amacımız, ülkümüz yok. Bir iş yapıyoruz neden yaptık bilmiyoruz, nasıl yapıyoruz bilmiyoruz. Çünkü; kendimize özgü bir felsefemiz yok, o olmayınca bir eğitim felsefemiz de bulunmuyor haliyle bu yüzden artık müfredat, öğretmen kalitesi, okul kalitesi, binalarımız, ders anlatım noktasında ki başarılar da bir sonuç vermiyor.
Yetiştirdiğimiz üç-beş eğitimli gencimiz ise çaresizlikten yurt dışına gidiyor ya da kalıp mücadele edip tam tam iyi bir iş çıkaracak iken bir anda ölüveriyor.

Peki o kadar dert yandık nasıl düzelteceğiz bu eğitim sistemini?

Ben kendimce yorumumu yapacağım aklım yettiği kadar düşüncelerimi sizlere aktaracağım doğru veya yanlış olmasını hiç umursamayacağım, sem kimsin kardeşim, bilgin ne diyene ise kulağımı tıkayacağım. Çünkü; artık hep birlikte bir şeyler ortaya atmalıyız.
Eğitim sistemimiz kötü diyerek akşama kadar dert yanıp sonra kahvelerde, cafe köşelerinde boş boş dolaşmak ile de olmaz. Hepimiz ne biliyorsak tüm cesaretimiz ile ortaya dökmeliyiz bu bizim görevimiz daha doğrusu borcumuz aksi takdirde kul hakkı ile gideri öbür dünyaya, o masum çocukların hakkını da çalamayız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder