İlk
Çağ’da
Bilim
Tarih
öncesi devirlerden itibaren insanların gündelik ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken elde ettiği bilgi sonraki dönemlerde bilime kaynaklık etmiştir. Gözlem ve tecrübe ile elde edilen bu
bilgiler astronomi, coğrafya ve tıp gibi bilimlerin doğmasını sağlamıştır.
İnsan var olduğu andan itibaren çevresini gözlemlemeye çalışmıştır. Üretim ekonomisine geçilip tarım ile uğraşmaya başlayan insanlar mevsimleri bilmek zorundadır. Gökyüzündeki doğa olaylarını gözlemleyen insanoğlu astronomide hızla gelişmiş ve takvim yapmıştır. Astronominin gelişmesi matematik, fizik ve
kimyanında gelişimini tetiklemiştir.
Mezopotamya
uygarlıkları ziggurat adı verilen tapınakları sayesinde gözlem yapmışlardır. Ay ve Güneş tutulmalarını hesaplayan Mezopotamyalılar; Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn
gibi gezegenleri de biliyorlardı. Ayrıca bir yılın uzunluğunu bugünkü hesaba göre sadece 4,5 dakikalık bir hata ile bulmuşlar ve bu birikimleriyle takvim yapmışlardır. (ilk güneş takvimi)
Eski
çağlarda insanların astronomi bilminde gelişmesinde ki temel amaç; dünyayı anlamak, rahat ve güvenli yaşamakken, günümüz biliminde amaç her alanda daha ileriye
gitmektir.
İlk devirlerden itibaren uzun
yaşam ve ölümsüzlük arzulayan insanoğlu hastalıkları tedavi etme çabası ile tıp biliminin gelişmesini sağlamıştır.
Eski
Çağ’da coğrafya, daha çok matematik ve tarih ilmiyle iç içe gelişme göstermiştir. Amasya’da yaşamış ve coğrafya konusunda çalışmış Strabon, Anadolu ve çevresinde yaptığı geziler sonucunda on yedi bölümden oluşan “Coğrafya” isimli eseri yazmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder